Adınız Soyadınız: Lovéf Stacey Frank
Yaşınız: 22
Hangi Bölüm ?: Esrar Dairesi Başkanlığı
RPG:
~ Y a t a k h a n e ~
Uykusuzluk dört bir yanını sarmış,pis insan kokuları burnuna gelmeye başlamıştı.
*Canınız cehenneme pislikler.*
"Yapma Amy,hepsi bir gün ölecek!" dedi psikopatça gülerek Méll. Şu yeni kız neydi adı? Hani kızıl saçlı olan,kendini asil sanan. Onun vücudunu deşmek istiyordu. Amy'nin gitmesine sebep olmuştu,gözleri yerinden fırlar gibi oldu yine... Patlama derecesine gelmişti. Bir yandan da şu gerizekalı yatakhane arkadaşlarına bakıyordu. Hangi derse gireceği hakkında hiçbir fikri yoktu. Sinirle yatağından fırladı,Slytherin cübbesini üzerine geçiriverdi ve yatakhaneden tüydü.
~ B ü y ü k S a l o n ~
İğrenç insan kokuları daha da kötüleşiyor,araya bir de Gryffindor'lular giriyordu. Mélody'e göre Hogwarts'taki bütün binalar,hatta tüm insanlar salağın tekiydi. Gidip,zorunda olduğu işi yaptı; gülümsüyormuş gibi... Bu o kadar zor birşeydi ki...
Slytherin masasına en köşeye -en azından boş- oturdu. Önündeki yemeklerle bir bebekmiş gibi oynadı,yanına birkaç kişi yılışınca masadan kalkıp,korkunç bakışlarla yanına gelenlere baktı. Şimdiki dersin Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi olduğunu konuşuyorlardı. Kırk yılda bir işe yaramışlardı ama Méll'in eğlencesinin içine etmişlerdi.
*İcabına sonra bakacağız değil mi?*
"Elbette,anne. Elimizden kim kurtuldu ki?"
~ B i r i n c i K a t ~
Baygınlık geçirdiği büyük salondan ayrıldıktan sonra o gerizekalı dönüp,dolaşan merdivenlerden birine çıktı. Bu sefer dönmemişlerdi,dünya Méll için dönüyor gibi... Hızlıca Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliğine girdi.
~ D e r s l i k ~
İçeri girdiğinde derslik dolmuştu. Farkedilmemek için arka sıralardan birine oturdu. Profesörü süzmeye başladı. Çok kötü değildi,ipeksi sarı uzun saçları yerlerde sürünüyordu.
*Süpürge.*
"Evet,lakabı süpürge olsun!" dedi gülerek.
Kadın hızlı adımlarla ayağı kalktı,tahta başına geçti. Asasını kaldırarak hava atarcasına tahtaya birşeyler karaladı;
"Svétlana Aurona Cléones Widmore...Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörünüz..."
"Yemin et!" dedi içinden gülerek.
Öksürdü,boğazını temizledi.
*Geber!*
"Evet....Bu seneki Karanlık Sanatlar Kraşı Savunma Profesörünüz benim. Adım,tahtada da gördüğünüz gibi Svétlana Aurona Cléones. Umarım sizle iyi anlaşırız ve sorunsuz bir yıl geçiririz."
"Umarım çok karşıma çıkmazsın!"
Çenesini yine açtı,hiç susmaz mıydı bu kadın?
"Öncelikle ilk dersime hoş geldiniz. Bu ders size biraz zor gelebilir ama biraz gayret ederseniz çok kolay bir şekilde şimdi yaptıracağım uygulamayı başaracağını düşünüyorum. Evet,ilk olarak ne yapacağınızı açıklayayım."
"Sen yaptıysan kesin yaparım!" dedi içinden ukalaca.
Kadın sınıfı yine süzdü,bu Méll yapmadığı sürece rahatsız ediciydi...
"İlk olarak Lykenları anlatmak istiyorum. Lykenların ne olduğunu bilmediğinizden emin olduğum için hemen anlatıyorum. Kurt adamlara benzetilen Lykenlar vampir ve kurt adam soyundan gelir. Hem vampir hem de kurtadam özelliği taşır. Animaguslara benzetilen Lykenlar istisna durumlarda kendileri dönüşebilir. Dolunay çıktığında saat tam 12:00 olduğunda dönüşürler. Genellikle hayvan kanıyla beslenirler. İnsan kanıyla beslenen bir grup Lykenlar Sihir Bakanlığı tarafından Azkabana benzer bir hapishaneye gönderilmiştir."
"Sanki bilmiyoruz... Ayrıca;niye Lykenlar ? Niye sen değil ? Ee uygulama dedin,çeneni açıp... Nerede?"
Kadın sıraların aralarından dolaşıyor,git git yaklaşıyordu...
"Lykenlar aslen insandır. Ama dönüşümlü olduklarından bir çeşit hayvana benzerler. Çevremizde Lyken özelliği taşıyan birilerini görmek mümkün değildir. Fakat bir kaç kişi vardır."
*Bu ne saçmalıyor,ben bir Lyken'im!*
"Tamam anne,sakin ol!"
Kadın salakça gülümsedi.
"Haftaya tehlikeli bir Lyken'a karşı kendimizi nasıl koruyacağımızı anlatıcam. Bu konu üzerinde biraz durun. Ders bitmiştir...!"
"Seni nasıl öldüreceğimi de anlatacak mısın?" dedi nefret ve kin dolu gözlerle profesöre bakarak içinden.
Kadın çantasını toplayıp,sınıftan çıktı. Mélody arkasından bakarak elleriyle,taklidini yaptı. Güldükten sonra sınıftan koşarak çıktı...
***
~ Gün değerlendirmesi ~
Ders=Felaket.
Öğretmen=Ölsene sen!
Yaptığı büyü=Lanet olsun hiçbir şey!
---
Garantilemek için bir tane daha koyayım dedim (:
Pencereden içeri giren hafif ve ılık bir rüzgar... Güneşin tepeden saçtığı sabahın ilk ışıkları... Ve Amy'nin o kuş tüyü yatağı... İşte bunlar birbiriyle birleşince doyumsuz bir uyku keyfi çıkıyordu ortaya. Bu rahatlığı da hiçbir şey bozamazdı. Amy rüyalar aleminin birinden girip birinden çıkıyordu. Uykusu o kadar tatlıydı ki göz kapakları yapışmıştı ve sanki hiç açılmayacaktı. Ta ki bir 'Takkk....' sesiyle aniden uyanana kadar. Amy anında yatağından fırladı. O ses de nereden gelmişti?Hemen etrafına bakınmaya başladı.Tam pencerenin kenarına gitmişti kiayağına yumuşak bir şeyin dokunduğunu hissetti.Ani bir korkuyla geriye sıçradı. O zaman bir baykuşun pencerenin hemen yanında yerde yatmakta olduğunu gördü. Hemen baykuşu kaldırdı ve ayağındaki mektubu çözdü. Baykuşa yardım ederek onu pencerenin yanına koydu ve uçmasını bekledi. Baykuş hızlıca gelirken pencereye çarpmış ve içeri yuvarlanmıştı.Ama daha sonra kendini toparladı ve silkinerek gerindi.Kanatlarını aniden açtı ve uçmaya başladı.İlk başta sendeledi fakat sonradan hızlıca yoluna devam etti. Amy baykuş gözden kaybolana kadar onu izledi. Sonunda baykuş gökyüzünde siyah bir nokta halini aldı.Amy bir süre öylece kaldı.Ardından da elindeki mektubu hızlıca açmaya koyuldu. Mektup ince, güçlü, bir o kadar da zarif bir el yazısı ile yazılmıştı. Béll mektubu okudukça yüzü asılıyordu. Mektup şöyleydi :
"Miss Black,
Bugünkü saat 10.30'daki randevunuza geç kaldınız. Üzgün olmakla beraber randevu saatinizi başka bir müşteriye verdik ve sizin randevunuzu 16.45'e erteledik.Umarım bizi anlamışsınızdır.Sevgilerle... Sihirli Günler...
Cüppe Dükkanı Sahibi"
Amy okumayı bitirdiği an direkt olarak saate baktı. Bu sefer yüzü daha da asıldı. O güne kadar hiçbir randevusuna gecikmemişti oysaki. Neredeyse ağlamaklı olmuştu.
'15.33'
İnanamıyordu. Zaman nasıl da bu kadar çabuk geçmişti ki. Amy kendisine kızıyordu. İçinden 'Sen gecenin geç saatlerine kadar uyumazsan böyle olur işte...' diyordu kendine.Birden aklına diğer randevu saati geldi. 16.45'ti randevu saati. Bir saat on iki dakikadan az zamanı vardı. Hemen kahvaltısını yaptı. Tabii bu kahvaltı biraz acele ve sade olmuştu Amy için ama yapılacak bir şeyi yoktu. Evet cüppesi çok eskimişti. Yeni bir resmi cüppe gerekliydi. Ama tüm işi bu da değildi. Baykuşunun yemi bitmişti. Yeni bir sandık lazımdı.Ve daha bir sürü şey... Diagon Yolu bugün onun en uğrak yeri olacaktı. 'Hem...' diye düşündü. 'Cüppenin kendi boyuma uygun olanını bulamazsam bir de onu bekleyeceğim. Ahhhh!! Ne kadar çok derdim var benim' diye geçiriyordu. Kahvaltısı bitince hemen giyindi. Cisimlenerek gidecekti.Kapıdan çıkarken aklına yapacağı işler geliyor ve o günün hiç bitmeyecekmiş gibi gelmesine engel olamıyordu.Kapıyı kapatınca yola şöyle bir göz attı.Cisimlenmek için uygun bir yer arıyordu. Hemen cisimlenmek için uygun olan bir yer buldu ve cisimlendi. O her zaman yaşadığı ve cisimlenmekten nefret etmesine sebep olan duyguları tekrar yaşamak zorunda kaldı.
İşte sihirli dünyanın kapısını bir kez daha aralamıştı. Saatine baktı ve randevusuna 15 dakikasını kaldığını gördü. Hemen baykuşu için gerekli malzemesini aldı. Oradan birkaç yere daha uğradı ve cüppe dükkanına uğradı sonunda. Orada karşılaştığı görevli ona oturması için bir yer gösterdi. Ardından cüppe dükkanının sahibi ona doğru geldi.Orta yaşlı, biraz kilolu,beyaz tenli ve parlak cüppeli bir cadıydı. Gülümsüyordu. Amy hemen :
"Üzgünüm... Gerçekten... Tamamen aklımdan çıkmış. Afedersiniz." dedi kibarca ve biraz mahçup.
"Sorun değil canım. Herkesin başına gelir böyle şeyler. Biz bekledik uzun süre. Ama gerçekten de uzun bir süre bekledik. Gelmeyince müşterileri bekletmeyerek diğer işlere baktık.Neyse canım dediğim gibi olur böyle şeyler." dedi.
Ardından uzun bir süre boyunca cüppe üzerinde düşünüldü. Boyuna, genişliğine, rengine ve daha birçok ayrıntı daha...Amy gerçekten güzel görünmeyi severdi. Cüppesinin de çok özel ve güzel olmasını istiyordu.En sonunda Amy ve dükkanı işleten cadı anlaştılar ve mutlulukla bu işi de hallettiler. Amy günü telafi etmekten memnun bir şekilde cüppe dükkanından ayrıldı.