Profesör Alımları

Konu: Profesör Alımları C.tesi Şub. 21, 2009 4:34 pm

Üye Adı:
Yaşı: [Role Play karakterinizin yaşını yazınız.]
İstediği Profesörlük:
Rp Deneyimi:
Günlük Online Süresi:
Örnek Rp:

Konu: Geri: Profesör Alımları C.tesi Şub. 21, 2009 4:47 pm

Üye Adı:Nixié Isolde Syélies
Yaşı:20
İstediği Profesörlük:Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersliği
Rp Deneyimi:2.5 yıl
Günlük Online Süresi:Ortalama 2-3 saat ama bazen değişiyor.
Örnek Rp:[/b]Bir sess!Kahretsin!Dıııtt dıııtt!Şifon yerinde saat
çalıyordu.Tianna eliyle vurdu.Saat sesi durmuştu.Tianna’’Kahretsin saat sesiyle uyanmaktan nefret ediyorum!Neyse ki
sustu…’’dedi.Yorganı üstünden atarak gözlerini
açmaya çalıştı.Sarhoş gibiydi.Erken kalkmaya alışık değildi.Ama okul
vardı.Gözündeki çapaklar gözünü açmasını engelliyordu.Tianna eliyle gözünü
ovuşturdu.Yarım olsada görebiliyordu biraz.Hemen banyoya gitti.Elini yüzünü
yıkadı.En sonunda gözlerini açabilmişti.Uyuşuk halinden nefret ediyordu.Saçı başı
birbirine karışmış bir haldeydi.Aynanın karşısında kendi kendine haraket
yapıyordu.Çocuk gibiydi.Güldü kendi kendine…Sonra tekrar odasına gitti.Dolabını
açtı.O kadar çok kıyafeti vardı ki seçemiyordu.Kafası kaşınmıştı.Eliyle
kaşıdı.Sonra askılara bakmaya başladı.Beğenmediği kıyafetleri yatağına
atıyordu.Hiç giymediği kıyafetler bile vardı.Tianna’’Hogwarts’a şık gitmeliyim.Bu ilk günüm.Rezil olmak
istemem.’’dedi.Ve en sonunda kendine bir
kıyafet buldu.’’Hah!İşte bu şahane!Zevkime ve
kendime bayılıyorum’’dedi.Kendini övmeyi
severdi.Üstüne kıyafetini giydi.Pelerinini taktı.Daha bir asası bile
yoktu.Sihirle gidemezdi.Karnında bir acıkma hissetti.’’Hmm karnım bayağı acıkmış
anlaşılan bir çay içmeden olmayacak!’’dedi.Çayı
hazırladı.Asası olmadığı için fazla büyü yapamıyordu. Çayını yudumladıktan
sonra pencereye baktı.Perde kapalıydı.Hiç hoşlanmazdı.Gidip perdeyi açtı.Gözü
kamaşmıştı.Güneş o kadar aydınlatıyordu ki her yer parlaktı.Çayını bitirdikten
sonra yine kendisini banyoya attı.Saçını düzeltti.Biraz makyaj yaptıktan sonra
aynaya baktı.Gayet güzel olmuştu.Üstünde pelerini olduğundan kendi etrafında
döndü.Bu hoşuna gitmişti.Evde geçmişten kalma bir süpürge vardı.Hogwarts’a o
süpürgeyle gidecekti.’’Umarım uçuyordur!İlk
günden devamsızlık yapmak istemiyorum ve bu kadar hazırlanmışken’’dedi ve süpürgeyi aldı.Her yerinde örümcek ağları
vardı.Örümceklerden nefret ederdi.Tiksindi.Titiz bir insan olduğundan yine
basit bir büyüyle süpürgeyi temizledi.Evin avlusuna çıktı.Ve süpürgeye binip
uçtu….

Hogwartsa gelmişti.Etraf çok
kalabalıktı.Herkesin bir işi ve acelesi vardı.Herkesin okul telaşı ve iş telaşı
vardı.Tianna onlara şaşkın şaşkın bakıyordu.Gülümsedi…Kendini bir yabancı gibi
hissediyordu.Sanki kendisi değilmiş gibi…Asa alması gerekiyordu.Etrafına
bakıyordu.Tam o sırada koşan bir çocuk Tianna’ya çarptı.Tianna sarsıldı.’’Heyy!Dikkat etsene sakar şey!Naptığının farkındamısın sen?’’dedi sinirli bir şekilde.Çarpan bir öğrenciydi.Derse geç
kalmış olmalı…’’Özür dilerim bayan!Gerçekten
çok pardon…İstemeyerek oldu’’dedi çocuk.’’Peki!Bir daha dikkat et’’dedi.Asa dükkanını
görmüştü.Ve hemen dükkana girdi.Dükkanın içerisi çok güzel dekorize
edilmişti.Etkileyici görünüyordu.Tianna etrafına bakarken ‘’Buyrun bayan ne istemiştiniz?’’dedi.Tianna birden irkildi.Dükkanın içerisinde birkaç muggle
vardı.’’Ahh!Özür dilerim…Dükkanın dekoru hoşuma
gitti de böyle şeylere bayılırım!Ben asa alacaktım…Hogwarts’a yeni geldim.Ama
en güçlü asayı almak istiyorum’’dedi kibarca…Görevli’’Buyrun hanfendi..Sizin için en uygun asa bu.’’dedi ve asayı uzattı.Tianna asayı yavaşça aldı.Yanlışlıkla
bir büyü yapabilirdi.Eline aldı ve inceledi.Gayet güzeldi.’’Oldukça güzel bir asa.İşime yarayacağından eminim bunu
almak istiyorum…’’dedi.Görevli ‘’Bundan hiç kuşkunuz olmasın…En önemli asalarımızdan
biridir.Buyrun sizin olabilir…Şikayetiniz olursa tekrar bekleriz..’’dedi görevli.Oldukça sıcakkanlı birine benziyordu.Tianna
onu sevmişti.’’Peki teşekkürler.Sihirli
günler!’’dedi ve dükkandan çıktı.Asasını
cüppesinin cebine koydu.Artık istediği gibi sihir yapabilirdi.Hogwarts
Akademisine doğru yol aldı.Çok büyük bir yerdi.Öğrencilerin elinde büyü
kitapları vardı.Koridorda dolaşıyorlardı.Tianna’da koridorların merdivenlerini
çıkıyordu.Bir yandanda Hogwarts Akademisini inceliyordu.O kadar çok oda vardı
ki Tianna’yı çok etkilemişti.Büyük Salona geldiğinde öğrenciler masaları
doldurmuşlardı. Çoğu profesör ise yerinde oturuyordu. Tianna’da Profesörlerin
bulunduğu bölüme doğru ilerledi. Etkileyici bir şekilde ağır ağır yürüyordu. Bu
Hogwarts hoşuna gitmişti Tianna’nın.Birisi Tianna’nın omzuna dokundu.Tianna ani
bir şekilde arkasına döndü.’’Neler oluyor?Siz
kimsiniz?’’dedi korkuyla.Bir adamdı.’’Korkmayın genç bayan!Ben Zihinbend Profösörü
Sean.Hogwarts’a hoş geldiniz…’’dedi
gülümseyerek.Tianna birden rahatlamıştı.’’Merhaba!Bende
Tianna.Müdüreye başvurarak bir meslek sahibi olacağım…Sizinle tanıştığıma sevindim
Profösör!’’dedi gülümseyerek.’’Peki bende tanıştığıma sevindim.Aşağıda müdirenin
konuşması var istersen oraya gidelim’’dedi.Tianna
müdireyi merak ediyordu.’’Peki gidelim.Teşekkürler’’dedi.Beraber müdirenin konuşmasını dinlemek için aşağıya
indiler…

Out:Başka bir sitede yaptığım Rp'dir.

Konu: Geri: Profesör Alımları C.tesi Şub. 21, 2009 4:50 pm

Kabul edilmiştir.

Konu: Geri: Profesör Alımları C.tesi Şub. 21, 2009 7:31 pm

Üye Adı:Melissa Eloisa Blenia
Yaşı: [Role Play karakterinizin yaşını yazınız.] 20
İstediği Profesörlük:İksir
Rp Deneyimi:2 Yıl
Günlük Online Süresi:Her gün her dakika
Örnek Rp:

" Ahh artık dayanamıyorum. Kalbim buna dayanmıyor işte ! "

Lydia’ya içini boşaltırken bir nebze olsun rahatladığını hissetti. Yaşanılan şeylerin içinde kalması kadar kötü bir şey olmayacağını yakın bir zaman önce anlamıştı çünkü. Dayanıklı daha doğrusu güçlü bir kız olduğu rahatça söylenebilirdi. Küçük yaşlardan beri ne acılar çektiğini bilen nadir bir kaç kişi vardı herhalde. İçini ondan iyi kimse bilemezdi; ama bu güçlü kız yenik düşmüştü bir şeye. Aşka ... Sinirle oturduğu yataktan kalkarken Lydia’ya tembihlediği gibi bir çözüm yolu aramaya çalışıyordu; fakat öyle gözüküyordu ki onu mutluluğa ulaştırabilecek tüm yolların sonu o kız tarafından kapatılmıştı. Sevdiği çocuğun biricik sevgilisiyle. İçinden lanetler okuyarak, odanın içinde turlamaya başlamıştı. Kapıya kadar gidiyor ondan sonra arkadaşının yatağına tekrar dönüyordu. Bu sıkıcı işlemi gerçekleştirdiğinin farkında değildi Lydia ona " Yeter ! " diye bağırana kadar. Kırışmış bir yeşil örtü serilmiş yatağa kendini bırakırken, beyninin içersinde iki sözcük yankılandı. " Aşk iksiri ... " Yüzüne yayılan şeytan bir gülümseme eşliğinde, yan odadan duyulacak şekilde bağırdı. " Ahh buldum! Bunu daha önce nasıl düşünemedim ? Merli'nin sakalı aşkına ! " Lydia’nın şaşkın bakışlarının yüzünde dolaştığını anlamak çokta zor değildi. Yatakta tepinmek, sevincini tüm Slytherin öğrencilerine duyurmak istiyordu ama bu mümkün değildi. Sadece Lydia ile paylaşabilirdi; çünkü bunu bilen tek kişi oydu. Anlamsız cümleler kurarak, elleriyle ilginç hareketlerde bulunurken, karşısındaki genç bayanın sinirli bakışlarıyla karşılaştı. Galiba artık plânını anlatsa iyi olacaktı. Çünkü her an Lydia’dan gelen bir yastık başına çarpabilirdi, hatta onun yastığa doğru uzandığını görebiliyordu. Ellerini yüzüne siper ederken konuştu. “ Ahh tamam pes ! Anlatıyorum. Sanırım Hogwarts da edindiğim bilgileri kullanmanın vakti geldi. " Belki de tüm sırlarını bilen kadim arkadaşı kaşlarını havaya kaldırınca, Marvella konuyu açması gerektiğini anladı. “ Diyorum ki İksir dersinde başarılıyım. Aşk iksiri yapmayı öğrendik! Bu büyüyü yapabileceğimi sanıyorum. Hem o aptal sarışını bir yönden zekâm ile yeneceğim. " Cümlesinde kullandığı aptal sarışın sözleri Melydia’yı sinirlendirmiş olacaktı. Bu söz dizimi Marvella’nın sıkça kullandığı bir terimdi; fakat yakın arkadaşının sarışın olması dolayısıyla yanlış kelimeler seçtiğini görebiliyordu. “ Sözüm sana değil Melydia. Hem o kızın ne denli salak olduğunu biliyorsun. Aslına bakarsan bu sınıfa nasıl gelmiş anlamadım. " Çaresizlikle yüzünü buruşturup, omuzlarını silkerken plânın geriye kalanını Lydia’ya aktardı. Öncellikle İksir yapmak için gerekli malzemeleri bulması gerekti. Çünkü tüm malzemeler sadece profesörün bildiği şifreli bir büyüyle korunuyordu zindanlarda. Ama Marvella Prevért ailesinin bir üyesiydi. Onun için hayır kelimesi geçerli sayılmazdı. Hayır da kelime miydi ? Ev cinlerinden birini ayarlayabilirdi. O köleler zaten başkada bir işe yaramıyordu. Hiç olmazsa efendilerine yardımda bulunabilirlerdi; annesinin haberi olmadan. Sinsi bir kahkaha atarken, ilham kaynağı Lydia’ya gülümsedi. Belki de buraya gelmese bu fikir aklına gelmeyecekti. Şimdi ev cinlerinden birine ulaşmak için yalnız kalmalıydı. Lydia’nın kaldığı odadan çıkarken başına gelecekleri asla tahmin edemezdi.

Ell adlı ev cini malzemeleri Marvella’nın tehdidi üzerine Hogwarts mutfaklarına getirmeye ikna olmuştu. Marvella aslında bunun için çok dil dökmemişti sadece eğer kabul etmezse - ki böyle bir şansı yoktu -işkence yapmakla tehdit etmişti. Bunun üzerine korkar bir şekilde başını sallayan Ell parmağının küçük bir hareketiyle kaybolmuştu yanından. Marvella yaptığı işten memnun bir biçimde dönmüştü Lydia’nın yanına. Hem en yakın arkadaşı hem de kuzeni olan Melydia onun sevincine ortak olmuştu resmen. Hatta Marvella iksiri yaparken onun yanında olmasını istiyordu; fakat iksirin yanlış kişiye tesir etmesinden korkuyordu. Bu endişelerinden bahsetmemişti gerçi ona; şayet düşündüklerini duysa Melydia’nın yapacağı şey sadece gülmek olurdu. Bunu bilen Marvella böylece çekinmişti bu konu hakkında konuşmaktan. Hogwarts’ın kalabalık koridorlarında içindeki heyecanı dışarıya yansıtmak istercesine gülümseyerek yürüyordu. Mutfağa gizlice giriş yapmak oldukça zor olsa da Ell ona eli mahkûm yardım edecekti. Mutfak kapısına vardığında o küçük sıçanın ona kapıyı açacağını ümit etmekten başka bir çaresi kalmamıştı. Derin bir nefes alıp anlaştıkları gibi kapıyı üç kez çaldı. Aslında bir hizmetkâr olmasalar ev cinleri oldukça sevimli bir yaratıklar olarak kabul edilebilirdi. Ona karşı duyduğu merhamete kendisine bile şaşırarak kapının açılmasını, kölesinin iri gözleriyle karşılaşıp rahatlamak için beklemeye koyuldu. Ona asırlar gibi gelen birkaç saniye içersinde kapı gıcırdayarak açılmıştı. Ell elinde malzemeleriyle efendisinin gözlerinin içine bakmaya çalışıyordu. Buna cesaret etmek bile onun için fazlasıyla zor olmalıydı. Hiçbir şey demeden malzemeleri alıp, Hogwarts’ın kalabalık koridorlarına geri döndü. İçindeki heyecanının arttığını veya azaldığını hissedemiyordu artık; fakat bir gerçek vardı ki nefesini her geri verdiğinde kâkülleri havaya uçuşuyordu. Bu hareketi sıkıntılı olduğu zamanlarda yapardı. Dikkat çekmemesi için şişeyi Slytherin cüppesinin iç cebine yerleştirmişti. Böylece fazla büyük olmayan şişe kamufle edilmişti. Diğer malzemeleri saklamak daha kolaydı şu durumda. Eh ne de olsa dikkat çeken şey şişeydi. Dikkatli olmaya çalışarak ilerlediği kalabalık koridorda birine çarpmamak büyük başarıydı; fakat Marvella bu başarıya erişemeden, sadece sarı saçlarını gördüğü bir kızla çarpmıştı. Şişenin yerinde olup olmadığını kontrol ederken ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Aslında konuşabilmesi bile bir mucizeydi. “ Ahh Reese. Malzemeleri toplamama yardım eder misin ? Sanırım tüm gücüm tükendi. Ayrıca sana bir şey anlatmak istiyorum. " Bakışları orada olduğunu yeni fark ettiği Jennifer’a kaydı. “ Jennifer da gelebilir iş işten geçti artık. " Sıkıntıyla içini çekip, koridordakilerin şaşkın bakışları altında malzemeleri toplamaya çalıştı. Reese’in onları izleyen bir topluluğa öfkeyle bağırdığını duyabiliyordu. Duyabiliyordu; çünkü neredeyse bayılacak gibiydi. Gerçi etraftakilere de hak vermiyor değildi. En başından beri Reese ile iyi bir tablo çizmemişlerdi. O bir Gryffindor’luyken Marvella bir Slytherin olunca işler karışıyordu tabii. Ama usanmıştı artık bu mevzudan, kim ne derse desin bildiğini okuyacaktı. Kimselerin sözlerine göre şekillendirmeyecekti davranışlarını. Hem Marvella burada olsun istememişti; seçmen şapka bir hata yapmıştı. Malzemelerin hepsi eski yerlerini alırken yalnız kalacakları bir yere doğru yürümeye başladı. Reese ile hiç konuşmuyor olmalarına rağmen onu takip ettiğini biliyordu. Nereye gidiyordu ? Galiba en ideal yer mızmız Myrtle’nin tuvaletiydi. Orayı kullanan pek olmadığı gibi konuşmak için mükemmel bir yerdi. Olayın yaşandığı rezil koridordan kurtulunca nihayet konuştu. “ Teşekkür ederim. " Reese ona yardım eder miydi bilmiyordu ? İksir başarılı olur muydu bilmiyordu. Aslına bakılırsa hiçbir şey bilmiyor, düşünemiyordu şu anda. O aptal çocuk için değer miydi tehlikeye girmek ? Tehlikeleri severdi, bu laftan güç alarak gülümsedi. Hogwarts’ın bu yılına damga vuracak isim daha doğrusu isimler şimdiden belli sayılırdı. Daha öncelerde olduğu gibi. Marvella, Reese, Jennifer … Saçlarını savurarak tuvalete giriş yaptı.

Konu: Geri: Profesör Alımları C.tesi Şub. 21, 2009 7:34 pm

Kabul Edildi Smile

Konu: Geri: Profesör Alımları Paz Şub. 22, 2009 2:10 pm

Hayır, üzgünüm ama İksir benim dersim. Lütfen başka bir ders seçin.

Konu: Geri: Profesör Alımları Ptsi Nis. 06, 2009 6:24 pm

Üye Adı: Tina Elizabeth Boleyn
Yaşı: 22
İstediği Profesörlük: Mitoloji ya da Biçim Değiştirme
Rpg Deneyimi: 1, 5 yıl
Günlük Online Süresi: 4-5-6 saat (değişebiliyor)
Örnek Rpg:

(başka sitede yaptığım rpg'dir.)

Jasmine'nin Hogwarts'ta ilk yılıydı.Ailesi ile birlikte listede yazılanları almaya gidecekti.Üstünü giyindi ve kapıdan annesi ve babasına seslendi."Anne!Baba! Hazır mısınız ?"Bir iki dakika sonra aşağıdan annesinin sesi geldi."Hazırız kısım, sende hazırsan hadi gel fa zla gecikmeyelim!"dedi.Jasmine üstünü giyindikten sonra saçlarını taradı ve tek yandan tokayla tutturdu.Odadan çıkmak için kapının koluna hamle ederken listeyi unuttuğunu farketti.Masasının üstünde duran listeyi kaptığı gibi odadan çıktı ve merdivenlerden hızlı bir şekilde aşağıya indi."Hazırım baba, hadi gidelim."dedi heyecanlı bir şekilde.Annesi kızına bakıp gülümsedi."Heyecanlı olman çok normal tatlım, bizde senin zamanında öyleydik, neredeyse ben kalbimin yerinden fırlayıp çıkacağını sanmıştım."dedi kızına moral vermek amacıyla gülerek...

Şöminenin yanına gittiler.İlk önce annesi şömineye girdi.Eline aldığı uçuç tozunu yere serperek"Diagon Yolu!!"diye haykırdı ve şömineden yeşil ateşler içinde ortadan kayboldu.Jasmine bir an irkildi.Annesinin gerçekten yandığını sanmıştı.Babası moral vermeye çalışarak"Hadı tatlım, sıra sende sakın korkma, hiç bir şey olmayacak."Babası uçuç tozunu Jasmine'ne uzattı.Jasmine yavaşça elini kaba daldırdı ve bir avuç tozu elinde sımsıkı tutarak şöminenin içine girdi.Bir iki dakika bekleyerek düşündü.Daha sonra elindeki tozu yere bırakarak"Diagon Yolu!!"dedi ve yeşil ateşler içinde gözden kayboldu.

Şömineden pat diye çıktı.Ayağa kalktı ve sirkelenmeye başladı.Gözlerini ovuşturarak karşıyabaktığında annesini gördü.Annesi gelip kızının üstünü temizlemeye başladı.Biraz sonra babası da şömineden çıktı.İyice sirkelendikten sonra oradan çıktılar.Diagon Yolu'na ayak bastıklarında Jasmine gözlerine inanamadı.Gerçekten çok güzeldi ve her taraf büyücü ve cadı ile doluydu.Jasmine sağ tarafa baktığında bir tabela gördü.Tabela da"Knockturn Yolu"yazılıydı.Jasmine annesine tabelayı işaret ederek sordu."Anne o yol neresi ?"Annesi tedirginlikle Jasmine'ni kolundan tutup yürüterek"Aa.. şey.. yok bir şey kızım.Boşver oraya sakın gitme sen."dedi ve konuyu değiştirmek amacıyla tekrar Jasmine'ne"Listeyi çıkarsana kızım, ne lazım ne alacakmışız."dedi.

Jasmine, cebindeki listeyi çıkarttı ve açıp annesine uzattı.Annesi inceleyerek baktı ve kızına dönüp"Tamam bunların hepsini burada bulabiliriz."dedi ve yürümeye başladılar.Listede ilk önce iksir malzemeleri yazıyordu."Tamam, bunları almak için Büyücü Aktarı'na gideceğiz."dedi ve hemen arkasından babası söze girişti."Siz bu listedekileri ala durun, benim küçük bir işim var onu halledip geleyim."dedi ve eşine göz kırptı.Belli ki anlamıştı o da.

Büyücü Aktarı'na geldiler.Kapıyı açtıklarında çan sesi çıktı ve kapanırken de aynı şey oldu.Gerekli olan iksir malzemelerini aldılar ve annesi parayı ödeyerek dükkandan çıktılar."Sırada bakalım ne varmış, işte bir kazan."dedi annesi.Gerekli olan orta boyda kazanı aldıktan sonra annesi tekrar listeye baktı."Hmm... bir hayvan.Ama bunu daha sonra alalım.Şimdi sırada asa var."dedi annesi sevinçle."Asa mı ?"dedi Jasmine.

"Evet asa...Öyleyse Ollivander'a gideceğiz.Çok iyi bir asa yapımcısıdır, bunu sakın unutma kızım."dedi annesi öğüt verir gibi.Ollivanders Asa Dükkanı'na girdiler.İçeride hiç kimse yoktu.Annesi etrafa baknırak seslendi."Merhaba...Kimse Yok mu ?!"Birden yukarı merdivenden şap diye birisi çıktı.Bu Mr.Ollivander'dı.Adamın yüzünde bir gülümseme belirdi ve merdivenden aşağıya inerek raftaki asalara göz atarak bir kutu çekti.Masaya yaklaşarak"Merhabalar Mrs.Allison.Sanırım bu kızınız olmalı."dedi büyük bir içtenlikle.Mrs.Allison gülümseyerek cevap verdi."Evet, kızım.Ona asa almaya geldik Mr.Ollivander."

"Ne güzel...Merhabalar küçük hanım.Hogwarts'ta ilk yılınız demek.Buyrun böyle bir asa deneyin."dedi Mr.Ollivander.Jasmine büyük bir heyecan ve tedirginlikle Mr.Ollivander'ın uzattığı asayı eline aldı ve bir annesine bir Mr.Ollivander'a baktı.Annesi kızını dürterek"Kızım sallamayı düşünüyor musun ? O asa sabit tutularak çalışmıyor maalesef."dedi gülerek.

Jasmine, annesinin sarsmasıyla kendine geldi.Derin bir nefes alarak asasını salladı.Sallamasıyla masaya koyması bir olmuştu.Bütün raftaki kutular büyük bir gürültüyle havada uçuşmaya başlamıştı.Mr. Ollivander yukarıdaki asalardan birini almaya hamle ederken"Belli ki olmadı."dedi.Aldığı asayı Jasmine'ne uzattı."Belki de bu."dedi.Jasmine, kendisine uzatılan asayı aldı ve bu sefer sağındaki raflara salladı.Raftaki dağınık duran asa kutuları düzgünce yerine yerleştirildi."Evet işte, asanız hayırlı olsun küçük hanım."dedi Mr. Ollivander gülümseyerek.

Daha sonra annesi Mr. Ollivander'a teşekkür edip parayı ödedikten sonra dükkandan dışarı çıktılar.Herşey tamamdı.Sadece hayvan hariç.Jasmine annesine"Anne, hayvanı ne zam..."lafı yardı da kalmıştı Jasmine'nin.Karşıya baktığında babasının geldiğini gördü.Kucağında sarı renkte bir kedi duruyordu.Babası giderek kendilerine yaklaştı ve Jasmine'ne gülümseyerek"Bunu senin için aldım kızım, umarım beğenirsin.Kedileri çok seversin sen."dedi ve kediyi Jasmine'ne uzattı.Jasmine gözlerine inanamadı.Kediyi kucağına aldı ve babasına bakarak"Teşekkür ederim baba, bu gerçekten çok şirin bir kedi."dedikten sonra babasına sarıldı.Babası güldü ve"Bir şey değil kızım, bu annenle benim sana hediyem.Hogwarts'a başlaman nedeniyle.Umarım çok iyi ve çalışkan bir öğrenci olursun."dedi ve arkasına"Evet, herşey alındı mı ? Bir eksik var mı ?"diye sordu.Mrs. Allison cevap verdi."Her şey tamamdır, gidebiliriz artık."dedi ve tekrar şömineye döndüler.Aynı şekilde yolculuk yaptılar ve Jasmine gözlerini açtığında aldığı eşyalarla evindeydi ve çok mutluydu.Annesi ve babasından uzak yaşayacaktı bir süre ama Hogwarts'ta çok eğleneceğini ve bir şeyler öğreneceğini biliyordu.Yarın Hogwarts'ta gidecekti.Hemen çantasını hazırladı.Bu gece hayatta uyuyamazdı.Hogwarts'ı hayal ederken akşam olmuştu çoktan ve Jasmine'nin uykusu da gelmişti.Yukarı çıkıp yatağına girdi ve bir beş dakikalığına Hogwarts'tı düşlemeye başladı.Daha sonra uykuya daldı.

------SABAH-----

İşte vakit gelmişti.Hogwarts'a gitme zamanı gelmişti.Büyük bir sevinçle yatağından fırladı Jasmine.Üstünü giyindi ve aşağıya indi.Annesi asa hareketiyle masaya tabak ve fincan diziyordu.Annesini yanadığından öptü ve daha sonra büyük bir heyecanla masaya oturdu.Kahvaltısını yaptıktan sonra hazırlandılar ve babası dışarıdan seslendi."Haydi artık, çıkalım geç kalacağız."dedi ve Jasmine'nin kalbi çok hızlı atmaya başladı.Annesiyle birlikte dışarı çıktılar.Arabaya bindiler ve peronların olduğu yere geldiler.Jasmine biletini çıkardı ve baktı.Bilette 9/3 çeyrek numaralı peron yazıyordu.Jasmine bir yanlışlık olduğunu düşünerek babasına döndü ve"9/3 çeyrek numaralı peron mu ? Ama baba, böyle bir şey olması mümkün değil."dedi kendinen emin bir şekilde.Babası güldü ve"Emin misin kızım ? Bu okula mugglelar gitmiyor.O yüzden mugglelar için böyle bir şey olamaz.Ama sen muggle değilsin.Hiç birimiz değiliz.O yüzden bizim için böyle bir peron var."Duvarı işaret etti ve"İşte peron o duvarın arkasında.Tek yapman gereken duvarı aşmak."Jasmine pek anlamışa benzemiyordu.Yüzünden de belli oluyordu ve babası devam etti"Anlatmak istediğim sana duvarın içinden geçeceksin.Bu kadar, çok basit."Jasmine o sözün arkasına dona kalmıştı.Annesine baktığında ağladığını gördü.Ona sarıldı ve"Merak etme anne, her hafta yazacağım...Söz."dedi ve babasına dönüp sarılarak"Hoşçakal baba, yardımların için çok sağol."dedi ve annesi ve babasıyla vedalaştıktan sonra koşarak duvarın içinden geçti.Gözlerini açtığında karşı levhada"Hogwarts Express|9/3 çeyrek"yazdığını gördü ve gülümsedi.Daha sonra siyah trene baktı ve"Vay canına!"dedi.Hemen trene bindi ve arkalara doğru ilerlemeye başladı.Boş bir kompartıman gördü.İçeri girip oturdu ve bir iki dakika sonra trenin düdüğünü çaldı ve arkasına bir ses duyuldu."Tren kalkıyor!Herkes trene!"diyordu birisi.

Jasmine'nin yüzünde bir gülümseme belirdi.Bir yandan da kalbi küt küt atmaktaydı.Çantasından bir kitap çıkararak okumaya başladı.Jasmine'nin en merak ettiği şey hangi binaya girecek olmasıydı.Ailesinin tamamı Gryffindor ve Ravenclaw'daydı.Camdan dışarı baktı.Çok güzel bir manzara ile karşı karşıya geldi.Daha sonra kapı açıldı ve elinde şeker arabası olan bir yaşlı kadın Jasmine bakarak"Şeker ister misin ?"dedi.Jasmine biraz düşündü ve kendine bir şeker aldı.Parasını ödedikten sonra tekrar yerine oturdu ve kitabını eline alarak okumaya devam etti.

» Şifacı Alımları
» Bakanlık Çalışanı Alımları
» Dükkan Sahibi Alımları
» Sihir Basını Alımları
» Bekçi, Korucu, Hademe, Kütüphane Görevlisi Alımları